REKTÖR HOTAR'DAN ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE MİLLİ KİMLİK VURGUSU

24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle düzenlenen törende konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, eğitim kavramının sosyal değişimin bir aracı olduğunu belirterek, “Burada önemli olan bireye, yeni başlangıçlar sağlayacak; topluma da farkındalık ve sosyal ilişkilerde güç katacak fırsatlar sunmaktır. Beşeriyetin beklentileri ile milli kimliği oluşturan değerlerin bütünleşmesi ve elde edilen çıktıların entelektüel zekânın geliştirilmesinde kullanılması, bu yapının parçalarını teşkil etmektedir. Öğretmenlik insan yetiştirmek için vakfedilen bir hayattır. Dolayısıyla onların hayatımızdaki yeri eğitimci kimliğinin çok ötesindedir” dedi.

EĞİTİM 24.11.2020, 16:46 ecem ata
REKTÖR HOTAR'DAN ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE MİLLİ KİMLİK VURGUSU

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Sabancı
Kültür Sarayı’nda düzenlenen ve Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın anısına ithaf edilen
programda konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, eğitimde beşeriyetin beklentileri
ile milli kimliği oluşturan değerlerin bütünleşmesinde öğretmenlerin önemli sorumlulukları
bulunduğuna işaret etti.


Salgınla mücadele kurallarına özen gösterilerek gerçekleştirilen; üniversite mensuplarının ve
öğretmenlerin yanı sıra Türkiye’nin tarih alanındaki saygın isimlerinden birisi olan Prof. Dr.
İlber Ortaylı’nın video/konferans yoluyla katıldığı etkinlikte konuşan Rektör Hotar, “Sosyal
ve iktisadi hayatını geliştiren, şekillendiren ve geleceğe hazır hale getiren en önemli güç, hiç
kuşkusuz temel eğitimdir. Söz konusu olan aklın, bilimin ve yüksek insani değerlerin yer
aldığı faaliyetleri, kişiye ulaştırmak ve toplumsal dinamiklerin her alanına bunları
nakşedebilmektir. Refah ve kalkınmanın sadece ekonomik göstergelerden ibaret olmadığı
günümüz toplumlarında; bu gerçeklik, eğitim ile elde edilen tutum ve davranışlar üzerine inşa
edilir. Bu yüzden eğitim, her ülkenin mutlak suretle üzerinde durması gereken ana gayelerden
birisini oluşturur” dedi.


Eğitimin sosyal değişimin de bir aracı olduğunu vurgulayan Rektör Hotar, “Burada önemli
olan bireye, yeni başlangıçlar sağlayacak; topluma da farkındalık ve sosyal ilişkilerde güç
katacak fırsatlar sunmaktır. Bunun yanında; beşeriyetin beklentileri ile milli kimliği oluşturan
değerlerin bütünleşmesi ve elde edilen çıktıların entelektüel zekânın geliştirilmesinde
kullanılması, bu yapının parçalarını teşkil etmektedir” diye konuştu.


MİLLİ EĞİTİM DAVASI


Türkiye’deki milli eğitim politikalarının birey ve toplum hayatında bir değişimi de ifade
ettiğini tarihsel gerçekliklere vurgulayan Rektör Hotar, “Bakınız; Başöğretmen Gazi Mustafa
Kemal Atatürk 22 Eylül 1924 tarihinde Samsun İstiklal Okulu’ndaki konuşmasında,
‘Eğitimdir ki bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti
esaret ve sefalete terk eder…Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni nesle vereceği eğitim kesinlikle
millî eğitimdir…Millî eğitim esas olduktan sonra, eğitimin dilini, yöntemini, araçlarını da
millî yapmak zorunluluğu tartışma kabul etmez’ demiştir. Atatürk’ün buradaki yaklaşımı,
Türkiye’nin istiklal ve istikbal ülküsünün nasıl ve ne şekilde olması gerektiğine dairdir.
Bunun doğru şekilde anlaşılması, sürecin sağlıklı şekilde sürdürülmesi açısından son derece

kritik öneme sahip öğretmenlerin varlığına bağlıdır. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün
vurguladıkları milli eğitimdeki davamızın aslı ve özeti zaten budur” ifadesinde bulundu.


ÖĞRETMENLİK VAKFEDİLEN HAYATTIR


Öğretmenlerin yerinin eğitimci kimliklerinin ötesinde olduğuna dikkat çeken Rektör Hotar,
“Onlar sadece; okullarda görev yapan, sınıflarda ders anlatan ya da evlatlarımıza evlatları gibi
bakan insanlar değillerdir. Onlar, akıl aldığımız, dert yandığımız, sorunlarımızı birlikte
çözdüğümüz akil kişilerdir. Yakınlarımızdır, memleketin dört yanında idealleri peşinde koşan
kahramanlarımızdır. Aziz milletimizin yokluk içinde kurduğu devletimizin kazanımlarında
veya sosyal hayatımızın bileşenlerinde, her daim onların eserleri yer almaktadır. Okur-yazar
oranın son derece düşük olduğu cumhuriyetimizin ilk yıllarından bugün geldiğimiz nokta elde
edilen bu başarı, devletimizin milli eğitimde yürüttüğü politikaların ve bu camianın her
ferdinin olağanüstü gayretinin bir sonucudur” dedi.


“EĞİTİM ALANINDA DA ÖNCÜYÜZ”


DEÜ’nün eğitim bilimleri alanında da öncü bir kurum olduğunun altını çizen Rektör Hotar,
“Uluslararası nitelikteki öğretim faaliyetlerini Buca Eğitim Fakültesi ile Eğitim Bilimleri
Enstitüsü bünyesinde lisans ve lisansüstü düzeyde sürdüren üniversitemiz, öğretmenler ve
bilim insanları yetiştirmekte; bilimsel araştırmalar yapmakta; hayatın her alanına
dokunmaktadır. Bizim buradaki temel amacımız, muhakeme yeteneği ve insan sevgisi
yüksek; milli ve manevi değerlerine bağlı; yenilikçi yaklaşımları benimseyen; iletişim
kabiliyeti güçlü bireyleri topluma kazandırmaktır. Buradan mezun olan ailemizin her ferdi,
kıymetli öğretmenlerimiz, ülkemizin ve insanlığın selameti için çalışmakta ve öğrenciler
yetiştirmektedir. Bu durum bizler için de hem motivasyon hem de ilham kaynağıdır”
ifadesinde bulundu.


HATIRALARINI KORUYACAĞIZ


Konuşmasında öğretmenlere de seslenen Rektör Hotar, “Sizler, bizi biz yapan insani
değerlerimizi, birikimlerimizi, duygu ve düşüncelerimizi gelecek kuşaklara aktarmakla
görevli olan kişilersiniz. Bunun ne kadar zor bir görev olduğunu biliyor; bu yüzden de sizleri
takdir ediyoruz. Ancak şunu da unutmayın; bugün aramızda olamayan, hayatının baharında
hainler tarafından öğrencilerinden kopartılan Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın gibi
gencecik evlatlarımız var. Şenay Öğretmen ve onun gibi değerlerimizin aziz hatıralarını
korumak, sizlerin ve bizlerin minnet borcudur. Geleceğimize rehberlik edecek sizlere
güveniyoruz. 24 Kasım Öğretmenler Gününüzü kutluyor; başta Başöğretmen Gazi Mustafa
Kemal Atatürk olmak üzere şehit düşen ve aramızdan ayrılan öğretmenlerimizi rahmetle yad
ediyoruz. Aziz milletimize ise en derin şükranlarımı sunuyoruz.”


TÜRKİYE BÜYÜK MESAFE KAT ETTİ


Uzaktan bağlantı yöntemiyle etkinliğe katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı ise öğretmenliğin
yetenekli bir çocuğu eğitimin diğer kademelerine aktarılmasında görev, yetki ve kabiliyete
sahip çok önemli bir meslek olduğunu vurguladı. Cumhuriyetin kuruluş yıllarından günümüze
kadar, Türkiye ve dünyanın savaşlarla ve salgın hastalıklarla mücadele ettiğini kaydeden
Ortaylı, “Ülkemiz iki cihan savaşı arasında mücadele ederken bile eğitime büyük önem verdi.
Türkiye 1928 yılında harf devrimine başladı. On yıl gibi kısa bir sürede okuma ve yazmada
büyük yol aldı. Eğitimi millileştirmek için büyük adımlar atıp, okuma kabiliyeti olan
çocukların eğitimden eşit yararlanması için büyük mesafeler kat etti. Bunun en güzel

örnekleri ise kendi alanlarında Türkiye’nin bugüne kadar yetiştirdiği en önemli bilim insanları
olan Prof. Dr. Halil İnalcık, Prof. Dr. Aziz Sancar, Prof. Dr. Gazi Yaşargil, Prof. Dr. Nermin
Abadan Unat’tır”. İzmir’in entelektüel bir kent olarak çok kitap okuyan nüfusa sahip
olduğunu belirten Ortaylı, “İzmir’in entelektüelleşmesinde üniversiteler büyük katkı
koymuştur. Eğe Üniversitesi’nden sonra kurulan Dokuz Eylül Üniversitesi de özellikle hukuk,
tarih, arkeoloji gibi pek çok sosyal bilimler alanında önemli bir boşluğu doldurmaktadır” dedi.


SAYGI VE SEVGİ GÖRÜR


Etkinlikte söz alan Buca Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel ise eğitim aşkı
ile görev yapan öğretmenlerin Öğretmenler Gününü kutladığını belirterek, “Çocukların
küçüklükte olmak istedikleri mesleklerin başında öğretmenlik gelir. Çünkü öğrenci,
öğretmeninden değer vermeyi, sevmeyi ve saygı göstermeyi görür. Ülkemizde Prof. Dr. Aziz
Sancar gibi çok önemli bilim insanlarını yetiştiren yine değerli öğretmenlerimizdir” diye
konuştu.


PANEL İLE DEVAM EDİLDİ


Açılış konuşmalarının ardından ‘Zor Koşullarda Öğretmen’ olmak konulu panel
gerçekleştirildi. Panelde konuşan Kaymakam Özgür Azer Kurak Ortaokulu Türkçe Öğretmeni
Dr. Özden Ölmez Ceylan, hayatta en büyük mucizenin küçükken iyi bir öğretmene rastlamak
olduğunu ifade etti. İzmir AFAD Birim Amiri Atıl Hepçorman ise depremden en az zararla
çıkmak için evdeki tüm eşyaların duvara sabitlenmesi gerektiğini belirterek, herkesi arama
kurtarma çalışmalarında görevli olmak için gönüllü olmaya davet etti. Buca Eğitim Fakültesi
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Öz Soysal konuşmasında depremin öğrenciler üzerindeki psikolojik
etkilerini değerlendirirken, Reşat Turhan Ortaokulu’nun Görme Engelli Türkçe Öğretmeni
Yasemin Tümey ise her şeyin temelinde önyargıların yattığını vurgulayarak; fiziksel
engellerinden ziyade kafalardaki görünmez duvarlar nedeniyle zorlandıklarını ifade etti.


AYBÜKE ÖĞRETMEN UNUTULMADI


Etkinlikte Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’ın anısına hazırlanan video gösteriminin
ardından, Buca Eğitim Fakültesi Müzik Topluluğu’nun müzik dinletisi gerçekleştirildi.
Törenin ardından davetliler Sabancı Kültür Sarayı’ndaki sergiyi ziyaret etti.

Yorumlar (0)
12°
açık
banner202