İKKB, afet yönetimi ve travmayı masaya yatırdı

İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) düzenlediği online toplantıda deprem sonrası afet yönetimi ve travmalar üzerine uzman konuklarını ağırladı.

YAŞAM 27.11.2020, 17:37 ecem ata
İKKB, afet yönetimi ve travmayı masaya yatırdı

Afet Yönetimi ve Kurumsal Toplumsal Sorumluluk sunumuyla Prof. Zerrin Toprak Karaman ve Kriz Ortamında Travmatik Olanlara İlk Müdahale sunumuyla Psikolog Fazilet Bakır İKKB üyelerine birer konuşma yaptı.

İKKB Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter, bir çok binanın ağır hasar gördüğü, 115 vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremin hepimizi derinden sarstığını belirtti. Depremden zarar görenlerin depremzedelerle sınırlı olmadığını, tüm kent olarak hepimizin aslında bu süreçten etkilendiğini söyleyen Serter, “Depremzedelerin yakınları, iş arkadaşları, tanıdıkları vs çarpan etkisiyle hepimiz bir şekilde etkilendik ve bu etki uzun süre bizim üzerimizde olacak” dedi.

Depremde kadınların daha çok can kaybı yaşadığını söyleyen İKKB Başkanı Serter, “Kadınlar daha çok etkilendi. Dışarı çıkarken üstümü başımı düzelteyim, başıma örtümü alayım diye fazlasıyla oyalanıyorlar, bu sebeple binalardan daha geç çıkıyorlar. Bu konuların da üzerinde durmamız gerekiyor” dedi. Bu konuda uzman görüşlerini de dinlemek istediklerini söyleyen Serter, “Bu süreçte depremzede vatandaşlarımıza yönelik düzenlenen yardım kampanyalarına da dahil olduk, olmaya da devam ediyoruz” diye konuştu.

“Afet Yönetimi’nde STK’lar büyük önem taşıyor”

Toplantının ilk konuşmacısı Afet Yönetimi ve Kurumsal Toplumsal Sorumluluk sunumuyla Prof. Zerrin Toprak Karaman oldu. Afet Yönetiminin disiplinlerarası bir çalışma olduğunu söyleyen Prof. Karaman, “Afet yönetimi konusunda çalışanların özellikle STK’larla ilişkilerinin güçlü olması gerekiyor, topluma böyle bir yönetim biçimi olduğu anlatılmalı” dedi.

Afet Yönetimi açısından farkındalık yaratmak gerektiğine dikkat çeken Karaman, “Türkiye bilgisiz değil, dünya ile aynı seviyedeyiz ancak bilgiyi uygulamaya aktarmada sıkıntımız var. Bu bilgiyi topluma aktarmanın yolu STK’lardan geçiyor. Akademisyenler olarak STK’ların içinde yer alarak bu bilgileri topluma enjekte etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Bu depremin sonrasında yürütülen çalışmalara baktığımızda Afet Yönetimi’nin ne kadar önemli olduğunu anladıklarını söyleyen Karaman, “İzmir depremi ile tsunamiyi yaşadık. 2017 de ben bunu söylediğimde, ‘tsunami riski de var’ dediğimde gülmüşlerdi bana. Ancak gördük mü doğruymuş o zamanki tespitim” dedi.

Kent Arşivi’nde bulunan Prof.Dr. Rauf Beyru’nun ‘19.Yüzyıl’da İzmir’de Sosyal Yaşam ve Doğal Afetler kitabını tüm İzmirlilere tavsiye eden Karaman, “Kentimizde olmuş olan afetleri bilmek, bu coğrafyanın nasıl afetler ürettiğini bilmek onlara hazırlanmak anlamında son derece önemli” diye konuştu.

İzmir’de fırtına, deprem, tsunami gibi afetlerin olma olasılığının olduğuna dikkat çeken Karaman, “İşte Afet Yönetimi bunlara önceden hazırlanma, böyle bir doğa olayı olduğunda nasıl hareket edileceğinin önceden kararlaştırılmasıdır. Bu konuda ciddi bir çalışma yürütüyoruz” dedi.

Afetlerde can kaybının nedeninin iyi araştırılması gerektiğine dikkat çeken Karaman, “İnsanlar deprem yüzünden mi öldü, kötü bina yapısı nedeniyle mi öldü? Bunu görünür kılacak olan STK’lardır, bu konularda farkındalık yaratılmalı” dedi.

“Travmalarınızı yaşayın, bunları yaşamak normal”

Toplantının ikinci konuşmacısı Psikolog Fazilet Bakır ise “Kriz Ortamında Travmatik Olanlara İlk Müdahale” konusunu anlattı. Psikolog Fazilet Bakır, travma konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrencilerle özel çalışmaları olduğunu hatırlatan Bakır, “Bu deprem sonrası İzmir’deki psikologlar hızlıca sahada çalışmaya başladı. Bu konuda STK’larla etkili bir iletişim içindeyiz” dedi. Travmaları yazmanın ya da yaşamanın travmayı aşmakta önemli olduğunu söyleyen Bakır, “Travmalarını yaşayamadığınız zaman bunu atlatmak uzun sürüyor. O sebeple travmalarınızı her zaman yaşayın, hatta gerekirse yazın diyoruz” dedi.

Stres gruplarını yaşantılama, kaçınma ve aşırı uyarılmışlık adıyla üç başlık altında topladıklarını söyleyen Bakır, “Sürekli o anı düşünmek, depremi hatırlatan her şeyden kaçınmak, depremi tekrar tekrar yaşamak gibi travmaların yansımaları oluyor. Bunlarla başa çıkmak için yardım almak, o travmanın varlığını kabul edip bunu yaşayarak aşmak gerekiyor. Bu yaşandı ve geçti diyerek o anı geride bırakmaya çalışmak doğru bir yaklaşımdır. Ayrıca ailenizle ve arkadaşlarınızla vakit geçirmek de bu süreci sağlıklı atlatmanıza yardımcı olur” diye konuştu.

Yorumlar (0)
26°
parçalı bulutlu
banner202