Sokağı canlandırıp, yerel bir ekonomi oluşturacağız

Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, görevdeki ilk dönemini ve Narlıdere’ye getireceği yenilikleri gazetemiz İzmir Gündem’e anlattı. Belediye Başkanı seçildikten hemen sonra diğer partilere ziyarette bulunan Engin, siyasette demokrasinin...

22 Ağustos 2019, 10:13
Sokağı canlandırıp, yerel bir ekonomi oluşturacağız

Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, görevdeki ilk dönemini ve Narlıdere’ye getireceği yenilikleri gazetemiz İzmir Gündem’e anlattı.

Belediye Başkanı seçildikten hemen sonra diğer partilere ziyarette bulunan Engin, siyasette demokrasinin hakim olması ve kutuplaşmanın son bulması gerektiğini söyledi. 

Geçtiğimiz yerel seçimi partiniz ve kendi adınıza nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle Türkiye’nin kaderini değiştirecek, topluma umut veren, gençlerin ülkede kalmak için tekrar hayal kurduğu bir seçim sonucu alındı. Kutuplaşmanın değil uzlaşmanın, çatışma kültürünün değil barışçıl bir iklimin doğmasına neden oldu. Avrupa Birliğinde ve diğer ülkelerde de Türkiye’de demokrasinin işleyebileceğini, iktidarın sandıkla değişebileceğini gördüler. Bunu çok önemsiyoruz. Kendimiz açısındansa, Narlıdere seçmenine çok teşekkür ederiz, Türkiye’de en yüksek oyu %80’le biz aldık. Bu bizi hem gururlandırdı, hem de sorumluluğumuzu arttırdı. Dolayısıyla yaklaşık dört aydır sokakta, belediyenin çeşitli birimlerinde, hep birlikte yeniden yapılandırarak, eskiden yapılan güzel şeylerin üstüne yeni şeyler yaparak yolumuza devam ediyoruz.

5 YILDA 5 KREŞ PROJEMİZİN İLKİNİ EYLÜL AYINDA GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ.”

Seçim vaatlerinizde en öncelik verdiğiniz konu neydi, göreve gelince ilk hangi soruna eğildiniz?

Temizlik. Bir şehir temiz, hijyenik değilse, sokakları yürünebilir değilse, parkları bahçeleri cıvıl cıvıl, yemyeşil değilse o şehir zaten yaşanacak bir şehir değildir. Doğrusu biz de bu konuya odaklandık ve yavaş yavaş sonuçlarını alıyoruz. Bugünlerde de bu konuyla ilgili ilçede büyük bir memnuniyet var. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu konuya dair bir kamuoyu araştırması da yapacağız ve bunu bilimsel olarak da göreceğiz. Tabi ki diğer konular, vizyon projeleri, ekonomiyi büyütecek projeler, geleceğe ilişkin marka şehir olma adımlarımız da bir yandan devam ediyor. Tüm bunların yanında bizim de partimizin de çok önemsediği kreş yatırımları var. 5 yılda 5 kreş projemizin ilkini eylül ayında gerçekleştireceğiz. Sanıyorum her yıl ortalama bir kreş açıp, beş yılda beş kreşi tamamlayacağız. Yine semt merkezlerimizde vatandaşın oturup dinleneceği, alışveriş yapacağı alanlar yapıyoruz. Kadın kooperatiflerini önemli bir proje olarak önümüze koymuştuk, bunun adımını da attık ve çok başarılı bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Bunlar zaten ilçe belediyelerinin yetki ve sorumlulukları dahilindedir.  Ulaşım, temel altyapı ve büyük projeleri zaten Büyükşehir Belediyesi üstlendiği için, biz daha çok günlük, sokağı ilgilendiren, vatandaşın sosyal-ekonomik durumunu izleyen, yaşlılara, engellilere, esnafa dair projeleri hayata geçiriyoruz. Geleceğe ilişkin vizyon projemiz var, meydan projemiz var, kültür sanat projemiz var, spor tesisi projemiz var, piknik alanları projemiz var, 3,5 kilometrelik bisiklet ve yürüyüş yolu yapacağız. Önümüzdeki yaz itibariyle bu projelerimizin pek çoğu bitecek.

TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ İŞLEYENE KADAR DEMOKRASİYİ SAVUNAN BÜTÜN PARTİLERLE BİR ARADA OLACAĞIZ.”

 Seçildikten sonra partilerin Narlıdere İlçe Başkanlıklarını gezdiniz. Bu ziyaretleri yaparken neyi amaçladınız, ilçe için uygulanacak projelerde kolektif hareket etmeyi düşünüyor musunuz?

Tabi. Türkiye son 17 yıldır büyük bir kutuplaşma atmosferinde ve bir an önce bu atmosferden çıkılması lazım. Ak Parti’ye oy verenler de, HDP’ye, Saadet Partisi’ne ve diğer partilere oy verenler de bizim yurttaşlarımız ve biz hepsine hizmet etmekle yükümlüyüz. İletişimi güçlendirmek, el uzatmak ve bu kutuplaşmayı ortadan kaldırmak için bu ziyaretleri yaptık. Ayrıca Saadet Partisi, HDP ve İYİ Parti bana oy verdi. Dolayısıyla bu partilerle demokrasiyi elde edene kadar dirsek temasımızı sürdüreceğiz. Hem partilerle hem de şimdiye kadar yakın olmadığımız medya gruplarıyla, derneklerle, vakıflarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla iletişimimizi sürdüreceğiz. Zaten Genel Merkezin de bize böyle bir talimatı var. Yani Türkiye’de demokrasi işleyene, bu kutuplaşma bitene kadar bize oy vermemiş vatandaşlar ve demokrasiyi savunan bütün partilerle bir arada olacağız. Bu da öyle görünüyor ki uzun yıllar alacak.

Bildiğiniz gibi İzmir son dönemlerde çok fazla göç alan bir şehir. Siz kendi belediyeniz bünyesinde yaşayan vatandaşların bir arada ve toplumsal huzurla yaşayabilmesi adına nasıl bir yöntem belirlediniz?

Bizim çok fazla hemşeri derneğimiz var. Bunları Narlıderelilik, İzmirlilik ve çeşitli ortak yaşam alanları etrafında birleştirmeye çalışıyoruz. Yeni alacağımız tedbirler ve tesislerle de insanları buluşturacağız. Aynı şekilde sivil toplum örgütleri ve dernekleri bir araya toplamayı ve ortak etkinlikler yapmayı planlıyoruz. İzmir iklimiyle, demokratik ortamıyla, 8 üniversitesiyle, onlarca organize sanayi bölgesiyle, ihracat potansiyeliyle güzel ve herkesin yerleşmek istediği bir ilçe. Biz de İzmir’i ve Narlıdere’yi buna uygun hale getireceğiz.

“KADINLARIN MAHALLE BASKISINDAN KURTULMALARINI İSTİYORUZ.”

Narlıdere Belediyesi olarak kadın istihdamıyla ve çalışan kadınların sosyal hayata katılımlarını sağlamakla ilgili ne gibi çalışmalar yürütmeyi planlıyorsunuz?

Kadın kooperatiflerimiz var, bunu çok önemsiyoruz. Yüzlerce kadınımız şu anda meslek edinmek için kurslara başladı. Bununla beraber kadınlarımız sadece meslek edinmeyecek, hayata da katılacak, orada sosyalleşecekler, özgürleşecekler, başka dünyalara pencere açacaklar. Kadınlarımız bizim için önemli, onları önümüzdeki dönemlerde girişimci yapmak istiyoruz, iş yeri açmalarını, ticaretle buluşmalarını, mahalle baskısından kurtulmalarını istiyoruz.

“ŞEFFAF BİR YÖNETİM SAĞLAMAK İSTİYORUZ.”

Atatürkçü Düşünce Derneğinde de çalışmalar yürüttüğünüz biliniyor. Geçtiğimiz günlerde de dernek ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiniz. Bu anlamda sivil toplum örgütlerinin ilçe, il ve ülke bazında önemini nasıl değerlendiriyorsunuz, ortak projeler yapma gibi bir planınız var mı?

Biz demokratik bir parti olarak örgütlülüğe inanıyoruz ve bütün örgütlerle birlikteyiz. Geçen hafta da toplantı yaptık, tamamı katıldı. Onların fikirlerini aldık ve bunu yapmaya devam edeceğiz. Narlıdere’de ayrıca bir demokrasi platformu var, göreve geldiğimiz günden beri onlarla da iyi ilişkiler içerisindeyiz, muhtarlarla da aynı şekilde sık sık bir araya geliyoruz. Geçtiğimiz gün Güngören mahallesinde bir proje için o bölgenin esnafıyla bir araya geldik, bu gibi durumlarda biz bir yere yapılması planlanan proje hakkında bölge insanının da fikrini alıyoruz ki sonrasında bundan dolayı bir mutsuzluk, şikayet olmasın. Bu anlamda sivil toplumu, esnafı ve aynı şekilde partileri önemsiyoruz. Sonuçta burası bir kamu kurumu, CHP’nin bir kurumu değil. Herkesle iletişim kurmak, onların olurunu almak, onları bilgilendirmek, şeffaf bir yönetim sağlamak istiyoruz.

Narlıdere’de Site ve Apartman Yöneticileri Masası kuruldu, bu da İzmir’de bir ilk olma özelliğini taşıyor. Bu kuruluşun amacı ve kapsamını biraz açar mısınız?

Burada çok fazla site var ve onların da sorunları var. Biz bu sorunları muhataplarıyla halletmeye çalışıyoruz, bu da çok yararlı oluyor. Muhtarlar masası var, esnaf masası var, site masası var, şimdi bir de sorunların daha çabuk çözüme kavuşturulabilmesi için Belediye’de Halkla İlişkiler Birimi kuruyoruz. Whatsapp iletişim hattımız da var, böylelikle vatandaş bir sorunuyla ilgili 24 saat bize ulaşabiliyor, yani iletişim kanallarımız sonuna kadar açık. Mesela şu an beni hiçbir muhtar aramıyor ki normalde muhtarlar Belediye Başkanı’nı sık sık arar. Ben gidiyorum muhtarla görüşmeye, “Muhtarım var mı bir sorun?” diyorum, her şey yolunda cevabı alıyorum, bu çok önemli bir şey. Siz bu iletişim kanallarını açık tutarsanız, sorunlar birikmeden çözülür.

Narlıdere peyzaj bakımından İzmir’in en düzenli ve oturmuş ilçelerinden biri. Bu bölgedeki sosyal yaşam alanlarını arttırmayı düşünüyor musunuz, özellikle park, bahçe ve diğer yeşil alanlarla ilgili projeleriniz var mı?

Şehrimizin merkezinde imar uygulamaları bitmek üzere olan 40 bin metrekarelik bir Vadi Projemiz var, önümüzdeki iki yılda onu hayata geçireceğiz. Burası İzmir’in en büyük yaşam alanlarından biri olacak.

İlçedeki ticaret ağını geliştirmek için, sektörel buluşmaları arttırmaya yönelik bir projeniz var mı?

Bizim buradaki hedefimiz sokağı sağlıklı hale getirmek, yayalaştırmak, AVM’den çok sokak esnafını güçlendirmek. O yüzden işe sokaklardan, yaya ve bisiklet yollarından başlayacağız. Bunları yaparsak, metronun da bitimiyle beraber daha çok ziyaretçi alacağız ve ticareti de güçlendireceğiz. Yani biz burada ticareti güçlendirmek için yeni bir sanayi tesisi, büyük beton binalar, AVM’ler düşünmüyoruz. Sokağı canlandırıp, sokağın ticaretini, aile işletmelerini, günübirlik tesisleri, kadınların girişimci olduğu projeleri sağlayıp yerel bir ekonomi oluşturacağız. Dolayısıyla aşırı bir imar ve nüfus artışı da öngörmüyoruz.  Mevcudu, doğal yapıyı, kültürel varlıkları, ormanı, denizi koruyarak, nüfusu da arttırmadan, dışardan insanların ziyaret edeceği, ekonomiye fayda sağlayacak bir sistem geliştiriyoruz.

“PROJELERİ KENDİ İMKANLARIMIZLA, KENDİ KAYNAKLARIMIZLA YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ.”

Belediyenin hizmet alımları ve taşere edeceği projelerde yerel firmalara öncelik verilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yerel firmalara da öncelik veriyoruz ama bizim temel amacımız projelerimizi kendimiz yapmak. Böylesi hem daha ekonomik, hem de istidamı arttırıcı. Projelerimizi uygularken kendi kaynaklarımızı kullanıp, mevcut personelimizi istihdam edeceğiz. Yapacağımız Güngören yayalaştırma projesi, bisiklet yolu ve yaya yolu projelerini ihale etmeden, kendi personelimizle, kendi makine parkurumuzla yapacağız. Yani uygulayacağımız projelerin bir çoğunu en ucuz şekilde, kendi imkanlarımızla, kendi kaynaklarımızla yapmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar birçok projeyi de yaklaşık yarı yarıya maliyete yaptık. 4 Aydır yaptığımız bütün yatırımlarda da çok ucuz, çok operasyonel, kendi imkanlarımızla, rasyonel bir şekilde kaynaklarımızı kullandık.

CHP’li belediyelerin istihdamla beraber en önem verdiği konulardan biri de eğitim. Narlıdere Belediyesi’nin çocuk ve gençlere yönelik eğitimle ilgili uygulamaya koyacağı projeler var mıdır?

Bine yakın insanın çeşitli sanat dallarında eğitim aldığı kurslarımız var, İzmir’in en güçlü kültür sanat kursu kadrosu burada. Sporla ilgili olarak da eylül ayında yelken federasyonuyla birlikte yelken yarışmaları düzenleyeceğiz.  Yine okullarımızla işbirliği yaparak klasik müzik orkestrası kuracağız. Hem eğitim vereceğiz, hem onların konser verebilecekleri alanlar yaratacağız, eylül ayında bunu başlatmayı düşünüyoruz. Temad Emekli Astsubaylar Derneği var 1000’e yakın kadın ve erkek üyesi var, bu derneğin bir bandosu var, onlarla da işbirliği yaparak bir Narlıdere Bandosu oluşturalım istiyoruz. Her Cuma günü Narlıdere Meydanı’nda şarkılar, marşlar söylensin, o meydan hareketlensin istiyoruz. Bunlar için ekstra bir para harcanmayacak, orkestrayı liselerle yapacağız, bandomuz zaten hazır. Bütün kurumlarla işbirliği içinde olarak burayı canlandıracağız.

Bildiğiniz gibi son dönemlerde Narlıdere metrosuyla ilgili kamuoyunda çeşitli haberler çıktı, bir grup zamanında yetişmeyeceğine dair söylentiler ortaya attı. Büyükşehir Belediyesinin yürüttüğü bir proje olmakla beraber, ilçenizdeki bu hatla ilgili bu spekülasyonlara dair ne söylemek istersiniz?

Zamanında yapılacak. Yıl sonu delme işlemi bitiyor, 2 sene sonra tamamen bitecek.

“GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İLE İLGİLİ GELİŞMELERİ ENDİŞE VE İLGİYLE İZLİYORUZ.”

Güzel Sanatlar Fakültesinin taşınması söz konusu. Bu taşınma Narlıdere açısından bir dezavantaj sağlar mı?

Güzel Sanatlar Fakültesi Balçova ve Narlıdere’yi, oradaki öğrenci ve velileri ilgilendiren bir konu. Bizim oradaki tutumumuz şu, evet güvenli değilse hızla güçlendirilsin ve en geç eylül ayında yine Güzel Sanatlar Fakültesi olacağı topluma açıklansın. Şu ana kadar bu açıklanmadı. Evet bir bina riskli olabilir ve o binada öğrencilerin eğitim alması tehlikeli olabilir, ama siz rektörlük olarak dersiniz ki bu binayı eylül ayında güçlendirip hizmete açacağız. Diğer okullarda da böyle oldu, birçok okul 6 ayda güçlendirildi hizmete açıldı. Güzel Sanatlar Fakültesi ile ilgili gelişmeleri endişeyle ve ilgiyle izliyoruz.

Narlıdere’yi öne çıkartan, ilçe sakinleri adına en büyük avantaj sağlayan özelliği sizce nedir, Narlıdere bir belediye başkanı değil vatandaş olan Ali Engin için ne ifade ediyor?

Narlıdere’nin güçlü yönü doğal olarak konumlanması. Ulaşım da ayrı bir etken, şimdi metro bittiğinde ulaşım üstünlüğü hiç tartışılmaz hale gelecek. Benim için gerçekten güzel bir ilçe, geleceği çok parlak bir ilçe. İzmir’in ve Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içinde yıldızı olabilecek bir ilçe. Her ilçe için bunu söyleyemeyiz, çünkü bu bir kapasite, bir potansiyel meselesi. Yani bir ilçeyi yatırım da yapsanız, çok çalışsanız da İzmir’in yıldızı yapamayabilirsiniz, ama burayı yapabiliriz ve yapacağız da. Benim için gelecekte hayal ettiğim Narlıdere, tabiatını, doğal güzelliklerini, tarihi varlıklarını korumuş, insanların mutlu, ortak kent kültürü edindiği, sokaklarında rahat yürünebilen, kadınların özgürce dolaştığı, insanların barış içerisinde yaşadığı, kültürel olarak ayrışmadığı, kutuplaşmadığı, asayiş sorunu olmayan bir ilçedir. Bunları sağlamak için de ekibimizle çalışacağız.

Yorumlar (0)
13°
az bulutlu
banner202