SERDAR SANDAL:BAYRAKLI'YI MARKA KENT YAPACAĞIZ

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Belediyenin seçimlerden itibaren sağladığı tasarruflar, Bayraklı halkı için uygulayacağı projeler ve önümüzdeki CHP kurultayına dair sorularımızı yanıtladı.  İlk 100 gün icraatlerinizi...

02 Ağustos 2019, 10:46
SERDAR SANDAL:BAYRAKLI'YI MARKA KENT YAPACAĞIZ

Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Belediyenin seçimlerden itibaren sağladığı tasarruflar, Bayraklı halkı için uygulayacağı projeler ve önümüzdeki CHP kurultayına dair sorularımızı yanıtladı. 

İlk 100 gün icraatlerinizi yakın zamanda kamuoyuyla paylaştınız. Sizin için bu 100 gün nasıl geçti?

Bizim için bu 100 gün dolu dolu geçti. Çok yoğun bir ziyaretçi akını vardı. Onun dışında tabi bir de birikmiş işler vardı. Arkadaşlarımızla beraber önce temel sorunları keşfettik. Hızlıca ilk etapta yapılması gereken işleri hayata geçirdik. Öncelikli işlerimizden biri tasarruftu, bütçeyi tasarruf etmemiz lazımdı, onunla ilgili tedbirler aldık. Ben zaten yaklaşık üç yıldır bu sürece hazırlanan biri olarak sorunları biliyordum. Ekibimle beraber bu 100 gün içinde o sorunlara eğildik ve tamamladık. 

Son yerel seçimle birlikte belediyelerin sosyal medya kullanımlarında artış görüyoruz. Sizin bu konudaki görüşleriniz neler, sosyal medya kullanımına önem veriyor musunuz?

Ben seçim çalışması döneminde de sosyal medyayı en etkili kullanan adaylardan biriydim. Özellikle İzmir ölçeğinde belediye olarak sosyal medyayı en etkin kullanan ekiplerden biriyiz. O alanda deneyimli arkadaşlarımızla beraber, vatandaşa ulaşma kanalı olarak ağırlıklı sosyal medyadan faydalanıyoruz. Bunu ciddiye alarak, nitelikli ve aktif olarak kullanmaya devam edeceğiz. 

Belediyecilik hizmetlerini bölgede yaşayan vatandaşın gözlemleyebileceği ve somut olarak göremedikleri, onları dolaylı yoldan etkileyen hizmetler olarak ayırırsak, bu iki tür hizmetin de vatandaşa yeterince aktarılabildiğini düşünüyor musunuz?

Park, yol, kaldırım, temizlik gibi küçük ölçekli işlerde vatandaşın ve mahallenin oradaki temel sıkıntılarını baz alıyoruz. Mevcut sorunu çözdüğümüz için de doğal olarak bu durum o kitleye net olarak ulaşıyor. Mesela biz yedi parkı yenileyip iki park ekledik, bunlar zaten bölgenin talebi olduğu için de vatandaşa doğrudan yansıyor. Bir de Altınyol’un yol altına alınması, vatandaşın denizle buluşması, Bornova Laka Deresi, Müze, Rekreasyon Alanı’nda yapılacak işler, kentsel dönüşümle ilgili yapılacak projeler gibi makro ölçekte projeler var. Bunları da sosyal medya ve basın yoluyla vatandaşa ulaştırmayı amaçlıyoruz. Eksiklikler muhakkak ki olabilir, tamamına ulaşıyoruz demek çok doğru değil, ama ben kısmen bir başarı sağladığımızı düşünüyorum. 

“EN ÖNEMLİ DESTEĞİMİZ TUNÇ SOYER.”

Seçim vaatlerinizde size göre önem sırası nedir? Bunlardan hangisine öncelik verdiniz, ilk halledilmesi gereken problem olarak neyi görüyorsunuz?

Bayraklı bir kent merkezi. Ama bununla beraber meydanı, sosyal donatı alanları olmayan,  vatandaşın uğrayıp geçilecek bir yer olarak gördüğü, oturanların ise evlerinden başka bağının olmadığı, iş yeri yoğunluklu bir ilçe. Öncelikle buraya bir kimlik kazandırmamız lazım. Yani Bayraklı’da yaşayan vatandaş “Ben Bayraklılı’yım” diyebilmeli, kendilerini Karşıyaka, Bornova, Konak’la tanımlamak zorunda hissetmemeliler. Bayraklı’nın dinamikleri buna uygun. Ana proje budur. O yüzden biz projelerimizle Bayraklı’yı hem İzmir’de hem Türkiye ve Dünya’da bir değer haline getirmeyi amaçlıyoruz, çünkü bizim tarihimiz buna uygun. Kente ismini veren biziz, 5000 yıllık Smyrna burada, Homeros burada, çok değerli ve eski bir tarihimiz var. Bu tarihi akılla ve kentin jeopolitiğiyle birleştirdiğimizde yeni bir marka kent fikrini oturtabiliriz. Bunun için de zaten arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu beş yıllık süre içerisinde öncelikle bu projelerin hazırlanma sürecini bitireceğiz. Bu aşamada da en önemli desteğimiz Tunç Bey.  Biz Tunç Bey’le el ele vermiş durumda değiliz, Tunç Bey bizim elimizden tutuyor. Yeni kent merkezinin çalışmalarını bugünden yapacağız ki daha sonraki süreçlerde vatandaş bunun ürünlerini doğru alabilsin. Mesela kentsel dönüşüm de üzerine eğilmemiz gereken en büyük sorunlarından biri. Ama bu sorunların çözümü aşamasında bizi mutlu eden şey Büyükşehir’le el ele yürüyor olmamız ve Büyükşehir’in bize verdiği destek. Bu bizim için olmazsa olmaz. 

ASIL MESELE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ GERÇEKLEŞTİRMEK.”

İzmir son dönemlerde çok fazla göç alan kozmopolit bir şehir. Siz kendi belediyeniz bünyesinde yaşayan vatandaşların farklı kültürlerle bir arada, toplumsal huzurla yaşayabilmesi adına nasıl bir yöntem belirlediniz?

Bayraklı hem ekonomik olarak, hem sosyolojik olarak hem siyasal olarak bu uçurumların en çok olduğu ilçe. Bu anlamda Bayraklı’yı üç bölgeye ayırırsak, çok realist bir iş yapmış oluruz. Bayraklı merkezi ayrı bir bölge, Karşıyaka tarafındaki Onur Mahallesi, Yamanlar ayrı bir bölge, Manavkuyu, Osmangazi, Adalet ayrı bir bölge olarak düşündüğümüzde öncelikle buradaki entegrasyonu doğru yapmak lazım. Mesela kreşler, sosyal aktiviteler, işsizliğe yönelik projeler bunun bir ayağıdır. Biz her mahalleye bir kreş projemizin yanı sıra eğitim merkezlerini de her mahalleye taşıyacağız. Bu projeler aynı zamanda genel başkanımızın da talimatı olan projeler. Zaten bu projeler düşünülüp belediye başkanlarına önerilirken de bu entegrasyon hedeflendi. Onun dışında geri kalan kentsel dönüşüm meselesini de çözersek sorun kendiliğinden ortadan kalkacak ama palyatif olarak söylediğim işlerle bu durumu biraz yumuşatacağız. Tabi asıl mesele kentsel dönüşümü yapabilmek bu bölgede. İlk aşamada vatandaşı denizle buluşturup, maddi sıkıntılarını, işsizlikle ilgili sorunlarını çözüp, ikinci aşamada da böyle sosyal aktivitelerle kaynaşmalarını sağlayacağız. 

CHP’li birçok belediyenin geçtiğimiz yerel seçimde kadın istihdamıyla ilgili vaatleri olduğunu gördük. Sizin kadınların istihdamı ve sosyal hayata katılımlarını arttırmakla ilgili yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir?

Öncelikle meclisinde ilk 10’a 7 kadın yazan benim. Bu kentin çocuklar, gençler ve kadınlar üzerinden yeni değerlere, yeni kent kimliğine kavuşmasıyla ilgili fikir beyan eden de ben ve ekibimdir. Aynı zamanda bizim bir kadın kooperatifimiz vardı, bunu canlandırdık. Ama bu kooperatiflerde sadece el işi, nakış gibi şeylerin yapılıp pazarlanabilmesine yardımcı olmakla yetinmek istemiyoruz. Bununla beraber yeni iş alanları da yaratmak, eğitim merkezlerimizde kadınlara vasıf kazandırmak, onlara alan yaratabilmek için çocuklarını doğru kreşlere yönlendirmek istiyoruz. Böylece onları da sosyal hayata katmak ve ekonominin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyoruz. Bizim sosyal tesislerimizde, belediyemizin ihtiyaçlarında da onları istihdam etmek istiyoruz. Mesela tesislerimizdeki pasta, kurabiye, nikah şekerleri gibi ihtiyaçlarımız için kadınlara bir alan ayırabilir. Süreç içerisinde onlar için bu tür spesifik alanlar oluşturmak da planlarımızın içinde var. Büyükşehrimizin de projesi olan, dar gelirli aile çocuklarının geldiği ama çocuk kreşteyken annenin de iş yapabildiği bir model var, bunu da süreç içinde uygulamaya koyacağız. Bu projeleri yürütme aşamasını en hızlı gerçekleştiren belediyelerden de biriyiz. 

Bildiğiniz gibi Türkiye’de sürekli yaşanan değişimlerden dolayı sağlıklı bir eğitim sistemi olduğunu söyleyemiyoruz. Siz öğretmen kökenli bir Belediye Başkanısınız ve eğitime verdiğiniz önemi her fırsatta vurguluyorsunuz. Bu yönünüzü belediye hizmetlerine entegre edecek misiniz? Çocuklar ve gençlerin eğitimi için belediyenin projeleri var mı?

Kreş bunun ilk aşaması. Ayrıca burada BAYSEM (Bayraklı Belediyesi Sosyal Etkinlik Merkezi) ortaokul ve lise öğrencilerine hizmet veren, onların bir üst okula yerleşmeleriyle ilgili çaba sarf eden bir kurumumuz var. Şuan orayı modernize ediyoruz, tadilat aşamasında. Bunun yanında üç kreşimizi hizmete sokacağız. Ve daha önemlisi, seçim öncesi vaatlerimizde belirttiğimiz gibi, eğitim ihtiyacı olan her çocuğun eğitim sürecini biz karşılayacağız. Çocuklarımızın defteri, kitabı, harçlığı yok diye okula gitmemesi durumunda biz belediye olarak devreye gireceğiz. Yaklaşık 1 milyonun üzerinde bütçesi olan Deve Güreşlerini iptal ettik, o fonu eğitime aktaracağız. 

Bayraklı’yı Dünya Çocuk ve Gençlik Kenti yapacağınızı ifade etmiştiniz. Bu vizyon projeniz doğrultuda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz çalışmalar neler?

Doğançay’da bizim 150 dönüme yakın bir alanımız var, bu alanda ve kentin farklı mahallelerinde bazı spor ve eğitim kompleksleri yapacağız. Ulu Önder’in bize emanet ettiği Cumhuriyet’in iki bayramı var. Biri 23 Nisan, diğeri de 19 Mayıs. Çocuklarına ve gençlerine bayram hediye etmiş tek lider. Biz bu tarihsel mirasa sahip çıkacağız ve bu tarihsel miras üzerinden çocuklarımıza ve gençlerimize yeni bir gelecek inşa edeceğiz. Biz istiyoruz ki her 23 Nisan karnaval gibi kutlansın, dünyanın bütün çocukları, 19 Mayıs’ta bütün gençleri gelsin. Biz burada onlara parlamento oluşturalım, dertlerini, sıkıntılarını, gelecekle ilgili umut ve beklentilerini söylesinler, biz de bunları tüm dünyaya İzmir’den duyuralım. Onların burada konaklayabileceği alanları oluşturalım. Sadece bunlarla yetinmeyelim, bilim olimpiyatları yapalım, sportif aktiviteler yapalım, çocukları ilgilendiren başka alanlarda da işler yapalım. Onun için kentin birçok yerine yüzme havuzu ve daha pek çok farklı spor dalını içerebilecek spor komplekslerini de süreç içinde hayata geçireceğiz. 

“ETNİK, DİNİ, SİYASİ KİMLİĞİNE BAKMAKSIZIN VATANDAŞIN TAMAMINA EŞİT HİZMET GÖTÜRECEĞİZ.”

Çok alışık olmadığımız bir projeniz var: Bayraklı Dayanışma Kent Projesi. Bu projeyi biraz açar mısınız, işleyişi nasıl olacak ve ne amaçlıyor?

Bunun ilk aşaması Kent Envanteri Projesi’dir ve biz buna başladık. Biz bu tür yardımların Genel Başkan’ımızın da talimatı ölçeğinde fazlalaştırma eğilimindeyiz. Bunu yaparken kimseyi ayırt etmeden, etnik, dini, siyasi kimliğine bakmaksızın, vatandaşın tamamına eşit hizmet götüreceğiz. Burada önemli olan kitleyi doğru tespit etmektir. Bu, her hanenin ekonomik gelirini, engelli ve bakıma muhtaç vatandaşların tespit edilmesi ile ilgili bir proje. Bu proje kapsamında da oluşturacağımız fonlarla, bütçeyi doğru ayarlayıp buralara kaynak aktaracağız ve bunu vatandaşa ulaştıracağız. 

Bayraklı’ya yapılması planlanan ve bu doğrultuda Büyükşehir Belediyesi’yle görüşme halinde olduğunuz bir tramvay hattı projeniz var. Bu hat nereleri kapsıyor ve görüşmeler ne durumda?

Büyükşehrimizin metro hatlarıyla ilgili, Karşıyaka’ya giden, Bayraklı merkezden Bornova’ya kadar olan bölgeyi de kapsayan bir planlaması var ama bunlar tabi zaman alacak işler. Biz Belediye Başkanı’mıza hem Bayraklı’nın hem Bornova’nın sorununu çözebilecek bir hat önerisinde bulunduk, sağ olsun o da bunun bir zorunluluk olduğunu ve bu konuda bir çalışma yapılmasını desteklediğini belirtti. Tabi bu henüz bir ön görüşme aşamasında, ilgili teknik birimler orayla ilgili bir çalışma yapacak. Zaman alacak bir süreç ama burada önemli olan kararlılık. Önünde herhangi bir yasal engel olup olmadığı, gerekli izinlerin alınıp alınamayacağı da incelendikten sonra başlayacak bir süreç ama fikir olarak hep beraberiz. Bu ana kadar söylediklerimizin toplamı, bu kenti yeniden inşa etmeye ve uçurmaya yeterdir ki bunlar daha aklımızdakilerin başlangıç aşaması. 

ÖĞLENE KADAR GELEN BÜTÜN VATANDAŞLARA KAPIMIZ AÇIK.”

Siz sizi arayan herkesin ulaşabildiği, interaktif belediyeciliğe önem verdiği bilinen bir belediye başkanısınız. Vatandaşların bu konudaki geri dönüşleri nasıl oluyor?

Mesela şuan telefona ben bakmıyorum, ama arkadaşlarım ilgileniyorlar. Acil ihtiyacı olan, bir sorunu sıkıntısı olan vatandaşa hemen dönüyoruz. Tabi bunlar dışında hal hatır sormak niyetiyle yapılan aramalara dönüş sağlayamıyoruz çünkü herhangi bir görüşme sırasında telefonun yanımda olması hem görüşmeyi engelliyor, hem karşımdaki insana saygısızlık oluyor. Buraya bir derdini sıkıntısını anlatmak için gelen bir vatandaş varken onun sorunlarını bırakıp telefondaki arkadaşı dinliyorsunuz, bu olmaz. Bunların dışında zaten öğlene kadar gelen bütün vatandaşlara kapımız açık, randevusuz gelip gidiyorlar. Bizim ilk işlerimizden biri biliyorsunuz tüm binalardaki demir kapıları kaldırmak oldu. 

“GÖREVE GELDİĞİMİZDE MAAŞLARI ÖDEYEMEYECEĞİMİZ, VATANDAŞI İŞTEN ÇIKARTACAĞIMIZI SÖYLEYENLER GEREKLİ CEVAPLARI ALDILAR.”

Yaptığınız bir açıklamada 100 günde 5 milyon lira tasarruf ettiğinizi belirttiniz. Bu tasarrufu nasıl sağladınız, neler yaptınız?

5 Milyon lira tasarrufla beraber biz 40 milyona yakın da borç ödedik. Bu çok zor bir tasarruf değil, dört aylık bir süreci kapsıyor. Bizim iki büyük ihalemiz var. Biri temizlik diğeri de araç kiralama. Buralarda yasal hakkımız olan ihale bedelinin %20’sini düştük, iş eksiltmesine gittik. Araçlarımızda da aynısını yaptık, fazla araçlarımızın hepsini hem düştük hem de iade ettik. Kendi makam aracımız da kiralıktı, onu da iade ettik. Arkadaşlarımın bana raporu sadece mazotta aylık 60-70 bin lira. Yıla endekslediğimizde bunun içine diğer tedbirleri de eklersek rakam çok daha yüksek. Bizim göreve geldiğimizde maaşları ödeyemeyeceğimiz, vatandaşı işten çıkartacağımız söylentilerini yapanlar da süreç içerisinde gerekli cevapları aldılar. Birilerini işten çıkartmadığımız gibi, burada kişisel sebeplerle işten çıkartılan arkadaşları da işlerine geri çağırdık. Hiçbir personele hiçbir borcumuz yok. Tüm maaşlarını ve tüm ikramiyelerini zamanında yatırdık. Bununla beraber bankalara da 20-25 milyon ödedik. 

“BÜTÇEYİ YOKSULA, GENÇLERE, ÇOCUKLARA VE KADINLARA AYIRACAĞIZ.”

Bölgede yaşayan vatandaşı da yönetime dahil etme gibi yenilikçi bir anlayışa sahipsiniz. Daha önce de belirttiğiniz katılımcı yönetim anlayışını biraz açar mısınız? 

Belediyelerin en önemli yol haritalarından biri stratejik plandır. Bu stratejik planı herkes yapar fakat herkes uygulamayabilir. Bizim bu stratejik planlarımızın temelinde “Bayraklı sadece Bayraklı değil, İzmir demek” teması vardır, çünkü Bayraklı biz kent merkezidir. O yüzden biz stratejik planda çocukları, gençleri, kadınları, muhtarları,  yöre derneklerini, meslek odalarını da çağırdık, onların da fikirlerini aldık.  Bunlar ilktir. Ticaret Odası, Sanayi Odası, Makine Mühendisleri Odası gibi pek çok çevreyle toplantılar yaptık ve bunlar beklentilerini, taleplerini ve desteklerini sundular. Bizim anladığımız çoğulcu anlayış budur. Herkesin fikir ve önerilerini alıp, yeniden harmanlayıp yol haritasını belirlemeyi, sonra da bu arkadaşların bu işlerle ilgili gözlemci olmalarını, ilerleyen süreçlerde tekrar bir araya gelerek eksiğimiz varsa bunları gidermeyi planlıyoruz. İyi niyetli olmak çok önemli. Eğer niyetiniz iyiyse hiçbir sorun yok, sorunu çözersiniz. Eksiğiniz ya da yanlışınız olabilir, burada aslolan şey niyettir. Bizim de siyasetten anladığımız niyet ve bütçe. Bütçeyi yoksula, gençlere, çocuklara ve kadınlara ayıracağız ve bu kentin marka kent olmasını sağlayacağız. 

Bayraklı’yı bir marka kent haline getirmekten bahsediyorsunuz. Peki, sizce bir yeri marka haline getirmenin öncelikli koşulu nedir, bu anlamda neler yapılmalı?

Ben bir yeri marka yapacağım dediğinizde orası hemen marka olmuyor. Birinci olarak bu sürecin tarihi sizi desteklemeli. İkincisi, üzerine oturtacağınız markanın koşulları buna uygun olmalı. Üçüncüsü o projeyi doğru şekillendirip, beklentileri doğru anlayıp, doğru bir şekilde hayata geçirmeniz, doğru bir yol haritası çizmeniz gerekir. Yani bir yeri marka haline getirmek o kadar kolay bir iş değil, önemli olan hazırlık aşaması. Bu aşamada bize destek olan şeyler Smyrna’dır, Homeros’tur, buranın kent merkezi olma ihtimalidir, Cumhuriyet’tir, 23 Nisan’dır, 19 Mayıs’tır. Bayraklı, uygun gördüğümüz modeli buraya entegre etme potansiyelini taşıyan bir yer. Geriye kalan siyasi iradeyi ortaya koymaktır, biz de onu koyuyoruz. 

Belediyenin hizmet alımları ve taşere edeceği projelerde yerel firmalara öncelik verilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bunları ben biraz popülist yaklaşımlar olarak görüyorum. Biz mesela iki tane ihalemizi yaptık. Yaparken neye dikkat ettik? Benden önce nasıl olmuş ve bununla ilgili Sayıştay’dan ya da ilgili kurumlardan bir eleştiri var mı bunlara bakıyoruz. Varsa bu eleştirilere dikkat edip, daha açık, daha şeffaf hale gelmesi için ne gerekiyorsa ben bunu yaparım. Ben bu şeffaf süreçte olabildiğince fazla firma gelsin, rekabet oluşsun, sonrasında da ürünü en kaliteli ve en ucuza alabileyim isterim. Yerli firma tabi ki girebilir ama bunu çok abartmamak lazım, hepimiz bu ülkenin bir değeriyiz, bir parçasıyız. Hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız o yüzden işi kim nitelikli yapıyorsa o yapmalı. Mesela Büyükşehir’in kentsel dönüşümle ilgili ihalesinde ihaleye girecek bir firma yoktu. Küçük ölçekli işlerde tabi ki yerel firmayı destekleriz. 

İlçedeki ticaret ağını geliştirmek için, sektörel buluşmaları arttırmaya yönelik bir projeniz var mı?

Burada bir projem var cümlesini kullanmayı çok doğru bulmuyorum. Siyasetçinin bir iradesi olur, biz de buradaki ticari hayatın, bir düzene girmesini ve arttırılmasını, işsizliğe bir nebze çare olmasını biz de istiyoruz. Ama bu alanda meslek odaları gibi pek çok örgütümüz var bizim. Bunların öncülüğünde çıkacak bir çalıştayla yol haritası belirlememiz lazım. Mevcut sorunlara yıllardır odaklanan, birikimi olan, daha önceki yaşananlardan da deneyimler elde etmiş insanlar var. Bu kişilerin öngörüleriyle daha sağlıklı, daha doğru işler olur. Belki ikinci 100 günde bu yönde bir sohbet edebiliriz. 

Bayraklı spor anlamında da ilerleme gösteren bir ilçemiz. Kadın basketbol takımı 2. Lig’te oynuyor. Bu alandaki gelişmelere nasıl bakıyorsunuz?

Evet, kadın basketbol takımımız şuan 2. Ligde oynuyor, hatta süper lige çıkacaklardı. Biz de bunu desteklemiştik ama sanıyorum süper ligden çekilmek isteyen takım devam kararı almış. Ama önümüzdeki yıl bu anlamda yine çaba göstereceğiz. Kadın basketbol takımının süper ligde olması bizim adımıza önemli. Biz spora çok önem veriyoruz, bu alandaki etkinlikleri de arttıracağız. Tabi bu 100 gün siyasal süreç ve tüm belediye hizmetlerini birden gerçekleştirmek adına kısa bir süre. Bu iki ayda biz gece gündüz vatandaşla görüştük, diğer belediyelerde de durum böyledir tabi ama bizim 10 bini bulmuştur. Ben şuan bulunduğumuz odanın vatandaşla dolduğunu, oturma fırsatı yakalayamadan ayakta herkese hitap ettiğimi biliyorum. 

“HİZMET NOKTASINA GELDİĞİMDE BANA ROZETİNİ UNUT DİYEN ROZETİN KENDİSİDİR.”

Chp’nin önümüzde bir kurultay süreci var. Bu süreçte, delege seçimi ya da ilçe başkanlığına müdahil olacak mısınız?

Ben bir şeyi hep söylüyorum. Ben rozetimi çıkartmam, ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Ama hizmet noktasına geldiğimde rozetimi unuturum. Aslında bana hizmet noktasına geldiğimde rozetini unut diyen de rozetin kendisidir. Yoksa pek çok siyasi parti şuan faaliyette ve herkes rozetiyle iş yapıyor. Ama bugün Bayraklı’nın her noktasını gezdiğinizde kimsenin kimliği, siyasi görüşü nedeniyle ayrılmadığını göreceksiniz. Siyaset noktasına geldiğimizde ise tabi bir tarafımız siyasi. Ben güçlü, dinamik bir örgüt, güçlü, dinamik bir gençlik kolları, kadın kolları isterim. Aynı şey İzmir için de geçerli. Önümüzde büyük bir seçim var. Ona uygun bir parti meclisinin oluşmasını ve buna katkı sunmayı tabi ki isterim. Bizim de üzerimize bir görev düşerse gereğini yaparız. 

“BUGÜN SEÇİMLERDEN VE YENİ BİR UMUTTAN SÖZ EDİYORSAK BU GENEL BAŞKANIMIZ SAYESİNDEDİR.”

Son olarak, belediye başkanlığı görevinin sizdeki karşılığı nedir, bu görev Serdar Sandal’da neleri değiştirdi?

Bana göre Belediye Başkanı da sıradan bir vatandaştır, bu bir hizmet meselesidir. Ben Belediye Başkanlığıyla ömrümde hiç olmadığım kadar mütevazi bir insan oldum. Eskiden daha çerçeveleri ve sınırları olan bir insandım. Biz bu işi alırken aklımızda kamuya hizmet var, vatandaşın derdi, sıkıntısı var. O yüzden herkesi dinliyoruz, yardım edebildiğimize ediyoruz, sonuna kadar da böyle olacak. Parti de, Genel Başkanımız da bunu savunuyor ve öyle bir Genel Başkanımız var ki 70 yaşında adalet yürüyüşü yapan bir adam. Bugün seçimlerden ve yeni bir umuttan söz ediyorsak bu Genel Başkanımız sayesindedir. Kıymetini bir çok arkadaş belirli dönemlerde bazı yanılgılara düşerek anlamamış olabilir ama bugün herkesin üzerinde hemfikir olduğu şey geldiğimiz noktanın mimarı olduğudur. Onun da bize talimatı var ve biz de o talimatın gereğini yapıyoruz. 

Yorumlar (0)
10°
açık
banner202