Bedri Serter: Cumhuriyet Halk Partisi hem kuruluş hem kurtuluştur

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Bedri Serter, gündeme, ekonomik krize, yerel seçimlerden sonra Türkiye siyasetinin yaşadığı dönüşüme dair İzmir Gündem’e açıklamalarda bulundu.

Bedri Serter: Cumhuriyet Halk Partisi hem kuruluş hem kurtuluştur

Cumhuriyet Halk Partisinin zaman içinde yaşadığı değişimle beraber halkla arasındaki bağın güçlendiğini ve artık halkın CHP’ye olan bakışının değiştiğini de vurgulayan Serter, “Halk artık CHP’de kurtuluşu görüyor” dedi.

“KİMSEYLE HİYERARŞİK YAPI İÇİNDE DEĞİLİM”

Kendinizi nasıl bir siyasetçi olarak tanımlarsınız?

Bir kere çok net bir siyasetçiyim. Vatandaşla ilişkilerimde somut olmayı tercih ediyorum. Her siyasetçinin olması gerektiği gibi dürüst davranmak mecburiyetindeyim ve öyle de davranıyorum. Özel hayatımda nasılsam, siyasette onun iki katı özenle davranıyorum. İnsanlara severek yaklaşıyorum ki bu bence bir siyasetçide olmazsa olmaz özelliklerden biridir. Bir de diyalog çok önemli. Kimseyle hiyerarşik yapı içinde değilim, kuralları koymak kaydıyla herkes benim arkadaşımdır. Barış içinde, kendini bilen bir insan olarak siyaset yapmaya çalışıyorum ve bu konuda başarılı olduğumu da düşünüyorum.

“KEMAL KILIÇDAROĞLU’NDA BİR LİDERİN VİZYONUNU GÖRÜYORUM”

Türkiye bir yerel seçim geçirdi, bu yerel seçimi CHP açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu isterseniz biraz daha geniş kapsamlı ele alalım. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdardoğlu’nun yürüyüşten bu yana yaptığı bir strateji vardı. Bu strateji hem kitleleri aynı noktada buluşturmak, hem hakkın, hukukun, adaletin yaygınlaştırılmasını sağlamaktı. Bu yürüyüş başarıyla sonuçlandı ve Maltepe’de 3 milyon insanla finalledik. Genel Başkanımızın bu görevde 8. yılı, öncesinde de 2-3 dönem milletvekilliği yapmıştı, bu dönemde partiyi çok iyi tanıdı. 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde de Muharrem Bey’i aday çıkartarak kendine güvenen bir liderin nasıl olması gerektiğini gösterdi. Şu an mecliste çalışan milletvekili portföyümüzde 38 kişi geçmiş dönemde il başkanlığı yapmış, üç kişi ilçe başkanlığı yapmış, 8 tanesi de gençlik kolları başkanlığı yapmış Holiganbet durumda. Bu durum Genel Başkanımızın yerel seçimlerde uygulayacağı stratejiyi belirledi ve bunda da çok başarılı oldu. İYİ Parti ile de konsensüsümüz ve Millet İttifakı’nın oluşmasıyla, bizim milletvekili çıkartamadığımız 14 ilimizde de milletvekili çıkarttık. Bu çalışmalarla ben kendisinde bir liderin vizyonunu görüyorum. Partiyi, Türkiye’yi ve halkı o kadar iyi tahlil etmiş ki buradan gelenlerle başarıyı elde edeceğini görmüş ve sonuçta 31 Mart seçimlerinde bu başarıyı taçlandırarak çıktık. Bir de halk artık bu 17 yıllık iktidardan bıktı. Özellikle son süreçte berbat bir siyaset yaptılar. Bu tek adam Cumhurbaşkanlığı sisteminden sonra kendisi çıktı dedi ki, “Siz beni seçin, ben her şeyi düzelteceğim”. Ama maalesef iki ay sonra, geçtiğimiz ağustosta Euro 8 buçuğa çıktı, dolar 7 buçuğa çıktı, iş hayatı bitti, inşaat sektörü bitti, her alanda bir kaos ortamı hakim. Bir sel oldu ve hepimiz bu selin altında kaldık. Çadır manavcılığı getirdiler, çadırda patates, soğan sattılar, olacak şey değil. Sümerbank vardı eskiden. Hepimiz oradan giyinirdik. Pijamamız oradandı, ayakkabımız oradandı, botumuz oradandı. O zaman teknoloji bu kadar ileri değildi, rekabet düzeyi bu kadar yüksek değildi, bu kadar çeşitlilik ve marka yoktu. Bundan dolayı Sümerbank Türkiye halkının bir giyim mağazasıydı. 2009’da AKP hükümet bunları kaldırdı. Güzel ve halkın yararına olan hiçbir şeyi istemiyorlar. 

“ARTIK MUHALEFET DEĞİL, İKTİDAR YOLUNDA YÜRÜYEN BİR PARTİYİZ”

CHP’nin üzerine giydiği ana muhalefet gömleğinin çıkacağını düşünüyor musunuz, sizce Türk halkında CHP’nin karşılığı nedir?

Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün de belirtti üzere kendisinin en büyük iki eserinden biridir. Diğeri de Cumhuriyet’tir. Cumhuriyeti korumak da hepimizin görevidir. Partiler gelir gider, hükümetler gelir gider ama Cumhuriyet kalıcıdır. Cumhuriyet Halk Partisi ise hem kuruluş hem kurtuluştur. Bu son süreçte halk Cumhuriyet Halk Partisi’nde kurtuluşu görmektedir. Biz parti olarak, öncesine göre insanlarla iletişimi çok sağlıklı götürmekteyiz. CHP’ye oy vermeyen insanlar da artık yaşadıkları belediyenin CHP belediyeleri gibi refah ve özgürlük ortamı içinde görmek istiyor. Bu sorumlulukla CHP belediyeleri 31 Mart seçimiyle önemli bir görev almıştır ve bunun bilincindedirler. Dolayısıyla halktaki ve CHP’deki farkındalıkla biz artık muhalefet değil, iktidar yolunda yürüyen bir partiyiz.

TEK ADAM YÖNETİMİ 17 YILDIR EKONOMİYİ İYİ İDARE EDEMEDİ”

Türk ekonomisinin geldiği son noktanın ülkeye gelen mülteciler sebebiyle ve ülke içi dengesizlikten dolayı olduğunu savunan iki grup görüş var. Siz mültecilerin böyle bir etkisi olduğu görüşüne katılıyor musunuz?

Ekonominin kötü olmasının sebebi mülteciler değil. Ama bu şu gerçeği de değiştirmez; mülteci konusunda hükümet doğru kararlar veremedi. Mültecilerin çok sayıda ülkeye getirilmesi, farklı şehirlerde konumlandırılması ve bakımının üstlenmesi bir otokontrol haricinde gerçekleşti. Bu durum da bizim toplumsal yapımızı bozmakta, bunu haberlerden görmekteyiz. Sadece İstanbul’da 550 bin mülteci gözüküyor, sayılmayanlarla beraber 1 milyona yakın olduğunu düşünüyoruz. Bu da Türk vatandaşının girebileceği işlere ucuz işçi statüsünde olduğu için onların girmesine ve dolaylı olarak işsizlik probleminin artmasına sebep oluyor. Bu durumun bir an evvel düzene girmesi lazım. Türkiye’nin bütçesi aslında çok sağlam bir bütçedir ama bu tek adam yönetimi 17 yıldır bunu iyi idare edemedi. Üretim odaklı yatırım yapılmadı. Siz bütçenizi bir fabrika kurmaya ayırırsanız orada hem üretim olur, hem yüzlerce işçi çalışır, istihdam yaratırsınız. Göreve geldikleri 4-5 yıldan sonra ekonomiyi yönetememeye başladılar. Şu anki durumu da görüyorsunuz.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop geçtiğimiz günlerde “Milletvekilleri geçinemiyor.” şeklinde bir açıklama yaptı. Bir milletvekili olarak bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle biz geçinmek için milletvekili olmadık. Biz Türkiye’ye hizmet etmek için milletvekili olduk. Orası bizim için kesinlikle bir kazanç kapısı değil, ama Mustafa Şentop bir kazanç kapısı olarak görüyorsa onu ona sormak lazım.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ OLMASA ÜLKE İRAN'A DÖNER”

Türkiye özellikle son dönemlerde insanların fikirlerini özgürce dile getiremediği bir ülke haline geldi. Demokrasi ve özgürlükler noktasında Türkiye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakıyla beraber biz Türkiye’yi hem gençlere, hem kadınlara, hem çocuklara aydınlık bir şekilde teslim etmek mecburiyetindeyiz ve bunun için mücadele ediyoruz. Atatürk’ün Cumhuriyeti kurduğu döneme ve şimdiye baktığınızda ülkeyi nereden nereye getirdiklerini rahatlıkla görebilirsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi olmasa ülke İran'a döner.

Partinizde eksiklik olarak niteleyebileceğiniz bir şey var mı?

Ben eksiklik görmüyorum. Bizim partimizin güzelliği şudur; bizim partimiz özgür ve demokratik bir partidir. Bütün milletvekilleri istedikleri mesajları kimseden korkmadan verebilirler. Genel Başkanımız bizi o konuda çok hür bırakmaktadır. Ama biz de Genel Başkanımız ve grup sözcümüzün konuşmalarını dikkatle izleriz.

CHP’nin önünde bir olağan kurultay süreci var. Bu süreçle beraber partide bir değişim öngörüyor musunuz, beklentileriniz nelerdir?

Önümüzdeki kurultay süreciyle ilgili Genel Başkanımız büyük ihtimalle bazı değişiklikler düşünüyor ve olacak. Bunları zaman gösterir, yetkim olmadığı için ben şu an bir şey diyemiyorum. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur ve değişiklikler onun inisiyatifinde gerçekleşecektir.

“İZMİR’İN TURİZM ANLAMINDA AYAĞA KALDIRILMASI LAZIM”

Türkiye’de büyükşehirlerde de dahil olmak üzere bir işsizlik sorunu var. Siz geçtiğimiz günlerde yaptığınız bir açıklamada istihdamı İzmir’den başlayarak büyütme önerisinde bulundunuz. Bu konuda nasıl bir çözüm önerisi sunuyorsunuz?

Çok basit bir çözüm önerim var. Türkiye’nin kalkınabilmesi için tarım, hayvancılık ve turizmin hayata geçirilmesi lazım. Üç tarafı denizlerle çevrili, doğal kaynaklar bakımından son derece zengin bir ülkeyiz. Biz bu ülkede turizmden hiçbir şekilde faydalanamıyoruz. İzmir özeline geldiğiniz zaman ise, İzmir ciddi anlamda bir turizm ve ticaret şehri. Bu kentin özellikle turizm anlamında ayağa kaldırılması lazım. Ama AKP iktidarı 'benden olmayan öte tarafa gitsin' politikasıyla, İzmir’in turizm kaynaklarının canlanması için gerekli desteği sağlamıyor. Biz yerel yöneticilerin ve bu bölgede özel sektör içinden arkadaşların çalışmalarıyla bir yere gelmeye çalışıyoruz. Biz İzmir’de turizmi canlandırmak zorundayız. Bu turizm sağlık turizmi, normal tatil turizmi ve kongre turizmini içermelidir. İzmir bu iş için biçilmiş kaftandır.

Yorumlar (0)
20°
açık
banner202