Bir Ahmed Arif Romanı- Yürek İşçisi

Daha önce Cemal Süreya’nın hayatını kaleme aldığı ‘Yalnızlığın Başkenti’ romanı ile ses getiren yazar Hüseyin Cengiz, yazdığı yeni kitabıyla büyük şair Ahmed Arif’in de hayatına ışık tutuyor.

KÜLTÜR-SANAT 31.07.2020, 14:06 Ecem Atabay
Bir Ahmed Arif Romanı- Yürek İşçisi

Zel Gıda Yönetim Kurulu Başkanlığı, İZSİAD Yönetim Kurulu Üyeliği gibi iş insanı kimliği ile de tanınan Hüseyin Cengiz, edebiyatçı yönüyle de ön plana çıkan bir isim. Basılı dört kitabı bulunan Hüseyin Cengiz’in Cemal Süreya’nın yaşamının izini sürdüğü ‘Yalnızlığın Başkenti” romanı ise 21 baskı yaparak edebiyat dünyasında büyük ilgi gördü.

Üniversite yıllarında edebiyat dergilerine yazılar yazan, edebiyat dergileri çıkaran, ilk kitabını yedi yıl önce “İçindeki Bana Dokun” isimli deneme kitabıyla çıkaran Hüseyin Cengiz, ilk kitabından iki yıl sonra “Ve Sonra Yol Bitti” adında Türkiye’deki üç önemli göç hikayesini anlatan aşk ve kardeşlik romanı yazdı. 1915-1938 Dersim ve mübadele yıllarını da içeren bir arka planı olan bu kitabından sonra da Cemal Süreya'nın biyografik romanını "Yalnızlığın Başkenti"ni yazdığını söyleyen Hüseyin Cengiz,“Cemal Süreya’nın yaşamının izini sürdüğüm kitabımın 21 baskı yaparak büyük ilgi görmesi bu alanda bir eksiklik olduğunu da hissettirdi bana. Büyük şairlerin dizelerini, yazarların satırlarını biliyoruz ama yaşamlarına tam anlamıyla vakıf değiliz. Bu yüzden büyük halk ozanı Ahmed Arif’in de fırtınalı yaşamını okuyucularla buluşturmak istedim” dedi.

Dobralığın ve mütevaziliğin bir diğer adı

Kerkük’ten Diyarbakır’a uzanan, oradan tüm Anadolu’yu dolaşan bir halk ozanı Ahmed Arif’in son derece dobra ve açık sözlü bir şair olduğuna vurgu yapan Cengiz, “Ahmed Arif’in şairliğinin yanında dobralığı ve duyarlılığı beni çok etkilemiştir. Nazım Hikmet’i eleştiren Abidin Dino’lara, o dönemde kendinden daha isimli şairlere kafa tutan Ahmed Arif’e yöneltilen ‘Nazım gibi şiirler yazıyor’ eleştirisine getirdiği ‘Atom bombası karşısında Kürt hançeri ne ki’ sözüyle de mütevaziliği ve alçak gönüllüğü de beni çok etkiledi. Leyla Erbil’e karşı olan platonik aşkına, 33 kurşun şiirine konu olan olayın meclis tutanaklarını da bu kitapta yer verdim. Kürtçe, Zazaca, Arapça ve Türkçeye hakim, dengbej kültüründen gelen ve kendine halk ozanı diyen Ahmed Arif’in yaşamının okuyucuların çok ilgisini çekeceğine inanıyorum” diye konuştu.

Tüm Anadolu’nun ozanı

Ahmed Arif’in Ege’deki zeybekten başaktan Karacadağ’a kadar tüm Anadolu’yu şiirlerinde ağırlamış bir şair olduğunu belirten Cengiz, “Büyük ozanın ‘Bu halkı ve bu ülkeyi çok sevdik bu da bizim kabullenilmez suçumuz’ sözü de aslında onun ne kadar duyarlı ve zorlu bir hayat yaşadığının ifadesidir. Bu hayata bir ışık tutmak istedim” dedi.

Pandemi döneminin bir hediyesi bu kitap diyen Hüseyin Cengiz, “6 ay okumalarım sürdü, 6 ayda kitabın yazımında geçti. Ancak pandemi döneminin bir hediyesi diyebilirim bu kitap için. Evde kaldığımız dönem bu kitabın yazım dönemine denk geldi ve dur durak bilmeden yazdım. O sebeple yazım kısmı zaman olarak kısa ama son derece yoğun geçti” diyerek sözlerini tamamladı.

Destek Yayınları’ndan çıkan 173 sayfalık kitabın arka yüzünde ise şunlar yazıyor:

Türk şiirinin ağır işçisi Ahmed Arif’in hasretinden eskittiği prangalara, aylar süren işkencelerle, cezaevleriyle, karşılıksız aşklarla, hasretle, mücadeleyle ama en çok da şiirle ve sanatla dopdolu geçen hayatının nahif, en gerçek ve en duygulu haliyle kaleme alındığı bu kitap, hem bir dönemin hem de büyük bir şairin aklıyla yüreğinin romanıdır.

“Bir şair Ahmed Arif,

Toplar dağların rüzgarlarını,

Dağıtır çocuklara erken,

Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri,

Daha deniz görmemiş çocuklara adanmıştır,

Kurdun kuşun arasında yaban çiçekleri arasında söylenmiştir,

Bir hançer kabzasına işlenmiştir…

Cemal Süreya

Yorumlar (0)
20°
parçalı bulutlu
banner202