İzmir’de Toplu Ulaşımdaki Yoğunluk Korku Salıyor, Bu Salgın Böyle Bitmez!

İzmir’de toplu ulaşımdaki yoğunluk halkı tedirgin ediyor. Yurttaşlar ölmek ve işe gitmek arasında tercih yapmak zorunda kalıyor.İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı ve DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, mesailerin kademelendirilmesini ve çalışma saatlerinin esnetilmesini istedi.

GÜNDEM 08.09.2020, 12:19 Ecem Atabay
İzmir’de Toplu Ulaşımdaki Yoğunluk Korku Salıyor, Bu Salgın Böyle Bitmez!

İzmir’de işe giriş ve çıkış saatlerinde toplu ulaşımda yaşanan yoğunluk herkesi tedirgin ediyor. Birgün'den Berkay Sağol'un haberine göre, özellikle Çiğli, Halkapınar, Konak ve Fahrettin Altay gibi aktarma merkezlerinde neredeyse günün her saatinde yoğunluk yaşanıyor. Fabrika bölgelerine ve Buca gibi kalabalık semtlere giden otobüslerde ise fiziksel mesafeyi korumak neredeyse imkânsız.

BirGün, ulaşımda gözlemlenen yoğunluğu ve giderek artan yolcu trafiğini yerinde inceledi. Sabah işe gidiş saatlerinde, İzmir’in en büyük aktarma merkezlerinden biri olan Halkapınar’dan Pınarbaşı’na giden bir yurttaş, otobüslerin ve İZBAN’ın kalabalık olmasından şikâyet ederek,“Maalesef ölümle işe gitmek arasında tercih yapmak zorundayım. İki tane çocuğum var ve evim kira. Çalışmazsam nasıl hayatta kalabilirim. Hastalığa yakalanıp aileme bulaştırmaktan korkuyorum ama bu otobüslerde ve metrolarda da virüs kapmamak imkânsız gibi bir şey. Belediye otobüs seferlerini sıklaştırmalı” ifadelerine yer verdi.

'İŞE Mİ GİDİYORUZ, ÖLÜME Mİ GİDİYORUZ BELLİ DEĞİL'

İş çıkış saatinde Konak’ta konuştuğumuz ve Buca’da yaşayan bir yurttaş ise, “Normalleşme süreci Haziran’dan beri devam ediyor. Bizler her gün işe gidip geliyoruz. Her ne kadar yetkililer dışarı çıkmayın diye uyarı yapsalar da, evimize ekmeği yetkililer getirmiyor… Tüm bu olanlara rağmen ulaşımda ciddi sorun yaşıyoruz. Araçlar az çalışıyor ve çok kalabalık bir şekilde yolculuk yapıyoruz. Hiçbir kurala uyulmuyor. Maske takma uyarılarından sonra saldırıya uğrayan şoförlerin ardından, artık maske uyarısı da yapılmıyor. Sanki salgın yokmuş gibi yolculuk yapıyoruz. Bu yaz aylarında ne öksüren bitiyor, ne hapşıran bitiyor. İşe mi gidiyoruz, ölüme mi gidiyoruz belli değil” diyerek tepkisini dile getirdi.

'MESAİLER KADEMELENDİRİLMELİ'

Toplu taşımada yığılmaya engel olmak için mesailerin kademelendirilmesi ve çıkış saatlerin kaydırılması gerektiğini belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, “Eğer toplu taşıma kullanılacaksa kesinlikle bir kontrol sağlanmalı. Kişilerin toplu ulaşım kullanımı zorunluysa kesinlikle pandemi kurallarına uygun olmalı. Toplu ulaşımın içinde maske ve fiziksel mesafe kurallarına uyulmalı. Gerekirse araç binişlerinde maske bile dağıtılabilir. ESHOT’larda özellikle şoförlere periyodik test yapılmalı ve düzenli sağlık kontrollerinden geçirilmeli. Toplu ulaşımda kullanılan tüm araçların periyodik olarak dezanfekte edilmesi oldukça önemli” dedi.

Önümüzdeki dönemde toplu taşımada ayakta yolcu alınmamasının duraklardaki yoğunluğu ve bulaş riskini artıracağını söyleyen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise, “1 Haziran’la birlikte normalleşme sürecinden sonra, pandemi süreci deyimi yerindeyse bütün insanları ortalığa atarak, toplum sağlığı ve halk sağlığı hiçe sayıldı. Hala çarklar dönsün işçiler ölsün mantığıyla hareket ediliyor. Kentlerdeki ulaşım sorununun çözülmesi için, çalışma saatlerinin değişmesi konusunda demeç vermemize rağmen, sadece belediyeler kısmi çalışma saatlerine geçti. Bu da yolcu trafiğini azaltmadı. Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanan genelge ise, ulaşımı sağlayan işçilerle çalışanları karşı karşıya getirecek. Yolcular durakta alınmadığında zaman, o kentin halkı tepki gösterecek. Otobüslerde ayakta yolcu alınmayacak ancak duraklar kalabalık olduğu için bulaş bu seferde duraklarda yayılacak. Bunun önlemleri daha farklı şekillerde alınarak yolcu sirkülasyonu azaltılmalıdır. 21 Eylül’de okulların açılmasıyla birlikte ulaşım daha da kalabalık bir hale gelecek. Sadece gündelik yaşamın gerekliliği yerine gelsin diye insanlara ne olursa olsun mantığıyla hareket eden bir hükümet toplum sağlığını düşünmüyor. Eğer okulların, özel sektörün ve kamunun çalışma saatleri esnetilir ve sistemli bir şekilde ayarlanırsa bu sorunlar tamamen ortadan kalkacaktır” diye konuştu.

İzmir’in Menemen ilçesinde yaşayan ve Covid-19 şüphesiyle Ege Üniversitesi Hastanesi’ne müracaat eden bir yurttaş yaşadıklarını çektiği videoyla anlatmıştı. Test sonucunun pozitif çıkmasının ardından söyleyen yurttaşın, Ege Üniversitesi Hastanesi’nden Menemen’de bulunan evine toplu taşıma kullanarak gitmesi istendi. Hasta da bunun üzerine toplu taşımayla evine döndü. Konuya ilişkin İl Sağlık Müdürlüğü’nü arayan hastaya buradan da “Yapacak bir şey yok, halk otobüsü ile gideceksiniz” yanıtı verildi.

Daha öncede ESHOT Genel Müdürü ve 16 çalışanının Covid-19 testi pozitif çıkmış, konuya ilişkin açıklama yapan Genel-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal, ESHOT Genel Müdürlüğünde yaklaşık 3 bin 200 şoför çalıştığını belirterek, “Yaklaşık 1 milyon insanın ulaşımını sağlıyoruz. İl Sağlık Müdürlüğüne şoförlere test yapılması konusunda başvuru yaptık ancak başvurumuz reddedildi” demişti.

Yorumlar (0)
13°
az bulutlu
banner202