CHP Karşıyaka’dan Kadın Eylemi

Cumhuriyet Halk Partisi Karşıyaka İlçe Başkanlığı Türkiye’de her geçen gün artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddeti protesto etmek; son günlerde tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi’nin önemini bir kez daha dile getirmek amacıyla basın açıklaması düzenledi.

GÜNDEM 09.09.2020, 16:00 Ecem Atabay
CHP Karşıyaka’dan Kadın Eylemi

Açıklama metnini katılımcılar adına CHP Karşıyaka Kadın ve Gençlik Politikalarından
Sorumlu İlçe Başkan Yardımcısı Deniz Bozkurt Arslan okudu. Karşıyaka İlçe Başkanlığı
önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına; partililer, meclis üyeleri ve ilçe yöneticileri katıldı.
Açıklama vatandaşın da ilgisini çekti. 


Özellikle pandemi koşullarında evde geçirilen zamanın artmasıyla birlikte kadına yönelik
şiddet olaylarının da artığını vurgulayan Deniz Bozkurt Arslan, “Tüm dünyada ve Türkiye’de
coronavirus ile birlikte olağanüstü bir dönemden geçmeye devam ediyoruz. Dünyanın pek
çok yerinde olağanüstü koşullarda, olağanüstü önlemler alındı. Herkesin evde kalması
gerektiği bu süreçte, bu koşullar kadınlar için zorlukları daha da ortaya çıkardı. Ağustos
ayında, Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açıldı ve sözleşmeye yönelik saldırılar
arttı. Kadınların modern haklarına yönelik saldırılar söz konusu olduğunda, kadın cinayetleri
ve kadına yönelik şiddet, eşit ve özgür yaşam hakkımıza yönelik saldırılar artmaktadır.
Kadınları yaşatan İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması bir yana, Sözleşmenin tam ve
etkin uygulanması için kadınlar mücadeleye devam ediyor ve edecektir” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz ay Türkiye’de meydana gelen olaylar üzerinden değerlendirmede bulunan Arslan,
“Geçtiğimiz ay 27 kadın cinayeti işlenmiş, 23 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur.
Öldürülen 27 kadından 16’sının neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 4’ü ekonomik
bahaneyle, 7’si de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi
hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün
tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir
sonucudur. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir
sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama
yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler
uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam edecektir” diye konuştu. 


6284’Ü UYGULA KADINI YAŞAT


Tartışmaya açılan İstanbul Sözleşmesi’nin tam ve etkin bir şekilde uygulanmasının önemine
değinen Arslan, “Bugün gelinen noktada toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden rahatsız olanlar,
aile kurumunu yok ettiği ve kadına yönelik şiddetin sorumlusunun Sözleşme olduğunu iddia
ediyorlar. Buna ek olarak da kadın cinayetlerinin 2011 yılından sonra yaşadığı artışı İstanbul
Sözleşmesi’ne bağlıyorlar. Halbuki 2011 yılındaki kadına yönelik şiddete ve kadın
cinayetlerine yönelik kararlı duruş bile kadın cinayetlerinde o yıl için ciddi bir azalmaya sebep
olmuştur. Sonrasında gözlemlenen bütün bu artışların sebebi her an hatırlattığımız ve
önemle üzerinde durduğumuz gibi İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284’ün tüm kurum ve
kuruluşlar tarafından etkin ve bir bütün olarak uygulanmaması, kadın ve çocuk düşmanı
söylem ve uygulamaların tüm hızıyla devam etmesidir. Kadına yönelik şiddet ve kadın
cinayetleri münferit bir olay olarak ele alınmamalıdır, yürütülen politikalarla birlikte
değerlendirilmelidir. Sözleşme’nin 6284’ün uygulanmadığı her durumda Türkiye’de kadın
cinayetleri ve kadına yönelik şiddet artmaya devam edecektir” diye açıkladı. Arslan,
Türkiye’de katledilen kadınların tek tek isimlerini saymasının ardından açıklamasını şu
şekilde noktaladı: “Bizler kendimiz için, geleceğimiz için en önemlisi de YAŞAYABİLMEK için
Kadınlar artık haklarının peşinde, İstanbul Sözleşmesi şiddetin normalleştirilmesini ve
şiddetin gelenek, görenekler ile açıklanmasını yasaklıyor. Sözleşmeye yapılan bu saldırılar
açıkça yaşam hakkımıza, eşitliğimize, özgürlüğümüze ve haklarımıza yapılan saldırılardır.
Halbuki İstanbul Sözleşmesi’ne göre herhangi bir ayrımcılık yapılmadan kadınların
korunması ve güçlendirilmesi sağlanmalıdır. İstanbul Sözleşmesi hakkındaki tartışmalar
derhal bırakılmalı; sözleşmenin ve 6284’ün etkin ve bütünlüklü olarak uygulanması için bütün
kurumlar seferber edilmelidir”

Yorumlar (0)
25°
açık
banner202