CHP İstanbul İl Kongresi başladı!

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu'nun tek aday olduğu İstanbul İl Başkanlığı 37. Olağan İl Kongresi'nde konuştu. Türkiye'nin 5 temel sorunu olduğunu, bunların da 4 ayaklı stratejiyle aşılacağını belirten Kılıçdaroğlu, özellikle ekonomi konusunda Hatay Valiliği önünde kendini yakan baba üzerinden hükümeti eleştirdi.

GÜNDEM 09.02.2020, 14:12 09.02.2020, 17:00
CHP İstanbul İl Kongresi başladı!

CHP İstanbul İl Başkanlığı 37. Olağan İl Kongresi başladı. Delegeler, sabah erken saatlerden itibaren kongrenin yapılacağı Haliç Kongre Merkezi'ne gelmeye başladı. CHP İstanbul İl Başkanlığı, kongrenin sloganı 'İstanbul'dan Türkiye'ye Tek Yön İktidar' olarak belirledi.

Kongre için merkezin açık hava etkinlik alanında 6 bin kişi kapasiteye sahip dev kompleks kuruldu. Katılımcılar, bu komplekste ağırlanıyor.

Kongreye, milletvekilleri, ilçe başkanları ve belediye başkanları da katılıyor. Kongrenin yapıldığı salona Türk bayrakları, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafları asıldı.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yeniden aday olduğu kongrede, 677 delege oy kullanacak.

Kongreye, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu (ortada), İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (sağda), CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu (solda) da katıldı.

Kongrede bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları ise şöyle:

- Demokrasinin ağır yaralar aldığını görüyoruz. Bizlere düşen bir görev var. Bireysel beklentilerin tamamen ötesine çıkmak zorundayız. Her birimize düşen fedakârlık vardır. Özveriyle yola çıktık. Başarıyı özveriyle yakalayacağız. Hiç kimse unutmasın yüzyıl önce yolumuz nasıl Mustafa Kemal'in arkadaşlarıysa bundan sonra da öyledir. Yüzyıl sonra bize yakışan cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak. Önümüzdeki süreç iktidar.

 Sorunları iyi belirleyeceğiz ki geleceği onun üzerine inşa edebilelim. Türkiye’nin 5 temel sorunu vardır. Önce sorunları dile getireceğiz ardından sorunları dile getireceğiz. Sorunların birincisi demokrasi. Demokrasi dediğimiz olguyu kendi iş dünyamızda da oluşturmalıyız. İkinci temel sorun ise eğitimdir. Bir kuşağı yok ettiğimizin kaç kişi farkında. Bize düşen görev bunları anlatmaktır. Eğer hiçbir anne ve baba okula gönderdiği çocuğunun eğitimden memnun değilse hepimiz bunu dillendirmelidir. Üçüncü sorun dış politika.Dördüncü sorun toplumsal barış. Hiç kimsenin kimliğinden ötürü ötekileştirilmesini istemiyoruz. 

(AK Parti Belediye Meclis Üyesi Selma Gökçen'in Hatay Valiliği önünde "Çocuklarım aç, işsizim" diyerek kendini yakarak intihar eden baba için 'ucuz siyasi manevra' demesi) Beşinci büyük sorunumuz ekonomi. Fazla bir şey anlatmak istemiyorum ekonomiyle ilgili. Hepimiz yaşıyoruz. İki gün önce, Hatay'da Valilik binası önünde kendisini yakan vatandaşı gördük. Çaresizliğe, kendisini yakarak, soruna dikkat çekmek isteyen bir insanın yaşadığı drama insan olan hiç kimse kayıtsız kalamaz. Üzen nedir biliyor musunuz? Hala iktidar kanadından olup, bu yakma olayını ucuz siyasi manevra olarak tanımlayan insana üzülüyorum ve bir kadın bunu söyleyen. Evlat nedir, anne-baba nedir biliyor mu acaba? Evlilikteki sorumluluğu biliyor mu acaba? Nasıl oldu da vicdanlarımız bu kadar köreldi? Nasıl oldu da kendisini yakan bir insana karşı bu kadar kayıtsız kalabildik? Nasıl oluyor da insanlığımızı unuttuk? Milli Kurtuluş Savaşı'nı veren bir toplum, nasıl olur da bugün bir akıl dağılması sürecine girer?

- Bu sorunları 4 ayaklı stratejiyle aşacağız: Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Bu konuda kararlıyız. Kanada'da, AB'de, Güney Kore'de, Japonya'da ne varsa getireceğiz. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak. Her türlü düşüncenin özgürce tartışmak zorundayız. Büyümek, gelişmek istiyorsanız demokrasinizi geliştireceksiniz. Demokratik parlamenter sistemi yeniden inşa edeceğiz. Darbe hukukundan arınmış bir sistemden bahsediyorum.

Üreten Türkiye. Türkiye fabrikada, tarlada, üniversitelerde, her alanda üretim yapmalıyız. Üretimi her alanda yapmak zorundayız. Üreticinin önündeki bütün engelleri kaldırmak zorundayız. Ürettiği zaman alınterinin değerini bilecektir, saygınlık kazanacaktır. Biz dışarıdan mercimek ithal ediyorsak hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne gerekçeyle ithal ediyoruz? Bu iradeyi inşallah beraber inşa edeceğiz.

Liyakat sisteminin egemen kılınması gerekiyor. Devlet ayrıdır, siyasi kurum ayrıdır. Siyasi partilerle devletin yapılanması arasında çok farklıdır. Bakan olmanız için iyi hâl kâğıdı ve ilkokul diploması. Devleti ayakta tutan liyakattır. Yoksa devlet içten içe çökmeye başlar. Biz neden adalet, hak, hukuk diyoruz, temel neden bu. Türkiye'nin temel sorunlarını belirleyen ve çözüm üreten tek parti CHP. Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini biliyoruz. Önümüzdeki süreç sadece bizim için değil Türkiye için önemlidir. Kimse yarın sabah ne olacağını bilmiyor. Geleceğe yönelik doğru dürüst bir hesap milletin önüne konulmuş değil. Bütün bunları yeniden değerlendirmek zorundayız. Bize oy versin vermesin, herkese ulaşmak zorundayız. Millet İttifakı aslında demokrasi ittifakıdır. Toplum ikiye bölünmüş durumda. Demokrasiden yana olanların ortak davranması gerekiyor.

Dış politikada cumhuriyetin kuruluşunda öngörülen bakış egemen olmalı. Hiçbir egemen güç ateşi elleriyle tutmak istemez, maşa tutarlar. 'Suriye'ye gir' derler. Aklı olan, dünyayı iyi okuyan, geleceği iyi okuyan birisi zaten egemen güçlerin taşeronluğunu yapmaz. Hepimize düşen görevler var. Eleştirmekten korkan insanlar var.

- Bir fedakârlık gerekiyorsa o ilk CHP'lilere düşer. Adalet Yürüyüşü'nün her kesimden karşılığını aldık. Hedef cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak. En çok tartışılan İBB seçimleri oldu. Bütün dünyaya 'Dikta yönetimine rağmen bu ülkenin insanları diktatörü sandıkta yendi' mesajını verdik.  Dünya siyaset tarihine bıraktığımız en önemli miras budur. Sandığa gittik ve demokrasiyi kurtardık.

Türkiye şu an freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Kimse yarın sabah ne olacağını bilmiyor. Nasıl bir trajedi ile karşılaşacağımızı kimse bilmiyor. Yılların Devlet Planlama Teşkilatı dahi kapandı. Bize oy versin veya vermesin herkese ulaşmak zorundayız. Toplum arasında ayrıştırma, bölme gibi bir lüksümüz yok. Millet ittifakı aslında bir demokrasi ittifakıdır. Toplum ikiye bölünmüş durumda. Demokrasiden yana olanlar, tek adam rejiminden yana olanlar. 

- Yenikapı Meydanı'ndaki Büyük Kudüs Mitingi'ne de gideceğim. Filistin'de bizim devrimci gençlerin mezarları var. 

Yorumlar (0)
26°
parçalı bulutlu
banner202